Blog Röportajları – Kurtuluş Akburu

Evet değerli okuyucularım yine bir röportaj ile beraberiz. Bir kaç ay önce blog sözlük sayesinde tanıdığım Blog Dede’nin sahibi Kurtuluş kardeşim bana geçen haftalarda sözlük üzerinden bir mesaj atmıştı. “Ben de bir röportajla blogunuza katkı sağlamak isterim” demişti. Bu güzel daveti kırmak olmazdı tabii ki. Sizleri daha fazla sıkmadan hemen röportaja geçelim.

1 -) Öncelikle bize kendinizden biraz bahseder misiniz?

Merhabalar, ismim Kurtuluş. 22 yaşındayım ve İzmir’de yaşıyorum. Çorum’da doğup, Ankara’da büyüdüm. Ege Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği 3.Sınıf öğrencisiyim (evet erkekler de bu bölümü okuyabiliyor). Okuduğum bölümle alakalı şimdilik tek planım okulu bitirmek. Sonrasına bakacağım. Bu bölümden önce Dokuz Eylül Ünivesitesi’nde 2 sene Kamu Yönetimi bölümünde öğrenci kalıp, ayrıldım. Bu bölümü de açıktan okumaya devam ediyorum.

2 -) Blogun adı ve linki neden blog dede, aklıma çok takıldı biraz açıklar mısınız ?

Aslında üzerine çok düşünülmüş bir isim değil. Okuldan bu işlerle ilgili bir arkadaşımla kişisel blog açmak konulu muhabbetimizde, birden aklıma geldi. Kafamda bir anda dizaynı, logosu vs. oluştu. Sonrasında zaten domaini kayıt ettim. Bahsi geçen arkadaş da kişisel blog için dede yerine buna benzer bir isimle alan adı kaydetti ancak daha sonra o devam etmedi.

3 -) İlk blog yazmaya nasıl başladınız?

Birçok webmaster, blogger gibi benim de web sektörüne başlamam ücretsiz site açma imkanı sunan platformlara dayanıyor. İlk ne yaptım, ne açtım şu anda hatırlamam çok güç, çünkü uzun zaman oldu; sanırım 4.sınıfa gidiyordum. Ancak elle tutulur bir şeyler yapmaya, düzenli olarak yazmaya lise yıllarımda bir Türkçe rock blogunda başladım. Daha sonra farklı işlerde kendimi denedim, birçok site açıp; tasarım oluşturdum, yazdım. Tüm bu deneyimlerimi de en net şekilde Blog dede’ye işliyorum. Blog dede dışında 4 farklı proje üzerine de çalışmaya devam ediyorum.

4 -) İçerik oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz?

Öncelikle bir yazar olarak değil, bir okur olarak yazmaya çalışıyorum. Bir araştırma yaparken o konuyu nasıl okumak istediğimi düşünüp, insanların okurken sıkılmayacağı şekilde yazmaya özen gösteriyorum. İçerik oluştururken kafamdan maddi kaygıları bir kenara atıyorum. Blogumdan aylık düzenli bir gelirim var, ancak hiçbir yazımı gelirim artsın, insanlar daha çok tıklasın, daha çok reklam göstereyim düşüncesini merkeze alarak yazmıyorum. Kaliteli iş çıkarırsam, elbet geri dönüşünü alırım diye düşünüyorum ve öyle de oluyor.

5 -) Blog dede çoklu bir yazar blogu mudur?

Aslında ilk zamanlarında bir dönem bir ekiple devam etmeye çalıştım. Yakın arkadaşlarımdan oluşan diğer yazarların da hala yazıları mevcut. Ancak bir süre sonra benim dışımda diğer yazarların ilgisi azaldı ve kişisel olarak yola devam etme kararı aldım. O arkadaşlarımın yazıları hala blogda durur.

Bunun dışında misafir yazarlık olayını ben de destekliyorum ve blogger arkadaşlarımın bazı misafir blog yazılarına yer veriyorum.

6 -) Takip ettiğiniz bloglardan beğendikleriniz, sebepleri ?

Yeterince tanınmış ya da henüz insanlar tarafından keşfedilmemiş birçok bloğu takip ediyorum. Düzenli olarak kaliteli içerikler üretip, iş hayatıyla ilgili önemli tüyolar verdiği için Hızlı Adam’ı, samimi ve içten bir dille; kendine has yazılar çıkarmayı başardığı için Suskumru’yu, tam anlamıyla bir blog sayılmasa da, ilgimi çeken konularda (orta doğu, askeri gelişmeler, bölge haritaları) başarılı içerikler oluşturan Stratejik Ortak’ı, yazma hevesiyle bana ilham verdiği, işini gerektiği şekilde ciddiye aldığı için Yalçın Güler’i takip etmeye çalışıyorum.

7 -) Yazarken bugün ne yazsam deyip konu sıkıntısı çektiğiniz oluyor mu ?

Kimin olmuyor ki? Yazmadan önce yaşamak gerekir, ancak evden çıkmadığım bazı dönemlerde yaşamıyor gibi hissediyorum ve yazamıyorum.

8 -) Kendinize göre bir yazım tarzınız var mı? (yazarken müzik dinlemek gibi)

Tamamen sessizlik olması beni oldukça motive eder. İçerik çok uzunsa arada bir mola verip baştan okurum öyle devam ederim. Yine uzun içeriklerde mola verdiğimde 1-2 tane müzik dinleyip tekrar moda girerim, sonra sessizlikle yazmaya devam ederim.

9 -) İstediğiniz bir şey, eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Blogunun bu köşesini bana ayırdığın için teşekkür ederim. Bugüne kadar blogculuk alanında başarılı bir yol çizdiğini düşünüyorum, bundan sonrasının daha büyük başarılar getirmesi dileğiyle…

Böylesine güzel keyifli bir röportaj için Kurtuluş kardeşime çok teşekkür ediyorum. Hatalı cümlelerimiz, kelimelerimiz illa ki olmuştur, sürç-i lisan ettiysek affola. Bir sonra ki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın. Eyvallah

Kurtuluş’un bloguna buradan ulaşabilirsiniz.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Selam, ben Yalçın. Hayata 26 Şubat’da Hello World demiş, Aksaray Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Şu anda Getir'de Depo Sorumlusu olarak çalışmaktayım.

İlgili Yazılar

3 yorum

Ne güzel bir söyleşi olmuş Yalçın oğlum. “Blog dede” ne ilginç bir ad… Yoksa benim yaşlarımda bir bey var da, ben mi fark etmedim diye düşündüm. Genç bir evlat çıktı bu profil adının arkasından. Ben artık iyice inanmaya başladım Yalçın, neye mi? Biz bazı blog gruplaı olduğundan ve takipleştiklerinden bihaberiz. Sanki bir grup hanım blogger, kafamıza göre kendi mahallemizde takılıp gidiyoruz. Ama caddeler var ve bu caddelerin açıldığı adı duyulmasa da, ünlü bir meydan var. Onlar elit bloglar. Ulaşılmaz gibi görünseler de bir vesile ile görüp, ‘Aaaaa, demek nerede ve daha ne çok bloglar varmış’ diyoruz. İşte Evren oğlumun ayrıcalığı burada devreye giriyor. O hepimizden haberdar. Altlarda gibi görüntü veren bizleri bulup çıkarıyor ve herkesin kendisine özel olduğunu hissettirip ama başkalarının ‘BEN’ lerini de törpülüyor bu arada. Bunu herkes başaramaz. Blog yazarı blogevine kapanıp “etrafta neler oluyor?”düşüncesinde değilse, çoğu zaman ve ülkemizde her alanda olduğu gibi, benmerkezci tavır sergiliyor demektir. Bence okurları olsa da, kendisine benzer, -kendi çalıp, kendi söyler- durumuna düşer.
Bu da fark edilir. Zira hepimiz Allah vergisi akla, zekaya ve anlama yetisine sahibiz. Biz birlik olmaz, aşağılarda neler var bakmazsak insanlığa katkımız o derece az olur ve bu da yanlış olur.
Ben beğendim söyleşini. Okumuş işsiz olmak, vatanımıza özgü bir durumdur ama müsebbibi genellikle, okumamış fırsatçıların idare yeteneğinden yoksun ve düzenbaz olmalarındandır.
Çenem düştü ben, kaçtım. Sevgiyle gözlerinden öperim oğlum:)

Yanıtla

4. satırdaki, ‘bazı blog grupları olacaktı’,-r- bana kızacak, onu yazmayı unuttuğum için :))

Yanıtla

Takip ettiğim bir blog ve takip ettiğim bir blog yazarı. Başarılı olan bir kişi ve çevresinde sevilmesi düşüncelerimi + yönde etkiliyor.

Yanıtla

Ece Evren için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

close