Ne Ankara Gecesiymiş Arkadaş

Konuya nasıl girsem, nasıl anlatsam bilemiyorum. Naçizane kendi bildiğim, gözlemlediğim şeyleri buraya yazmak, içimi dökmek istedim. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında Ankaralılar ve tüm Türkiye olarak kötü bir haber aldık. 32 yılını sanat hayatına adayıp yaptığı arabesk şarkılarını, Ankara oyun havalarını tüm Türkiye’ye ve dünyaya duyuran, tırnakları ile kazıya kazıya başarıya yükselen Oğuz Yılmaz 53 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuştur. Kabri nur, mekânı cennet, makamı âli olsun. Allah rahmet eylesin.

Oğuz Yılmaz Kimdir ?

Bilmeyenler için Oğuz Yılmaz namı diğer eryamanlı oğuz & sincanlı oğuz olarak bilinirdi. (bunu sadece gerçek has Ankara’lılar biler) 1989 yılında sincanlı oğuz olarak ilk albümü “Duydun mu Bi Denemi” oyun havası albümü çıkarttı ve satış rekorları kırdı. Sonra ki albümleri arabesk, oyun havaları ve Ankara muhabbet geceleri olarak devam etmiştir. Sayısız kez konserlere, televizyon programlarına çıkmıştır ve kendisi de defalarca program hazırlayıp sunmuştur. Çok büyük şereftir ki zamanında Aksaray’da bir alışveriş merkezi açılışında Oğuz Yılmazı yakından görüp izleyip babamla yanına kadar gidip sohbet etme imkanımız olmuştu. Çocukta olsam çok şükür bir ustayı yakından görme tanıma fırsatım olmuştu.


Öncelikle Ankara’ya ve daha sonra Türkiye’de hatta tüm dünyaya kadar uzanan Ankara oyun havalarını kendine yakışır bir şekilde duyurmuştur. Benim gözümde Oğuz Yılmaz Ankara oyun havalarının ilklerindendir. Oyun havalarının baş tacıdır. Yeni nesil (mahalli) sanatçıların örnek insanıdır. Ağabeyidir, dayısıdır, babasıdır. İyi veya kötü herkes elinden ekmek yemiştir. Hiç bir polemiğe girmez, hiç kimseyle sorunu olmazdı. Hep dik başlı olup kendini savunurdu. Tıpkı yıllar önce konuk olduğu İbo Show da ki gibi.

Oğuz Yılmaz rahmetli olduktan sonra yukarıda ki koymuş olduğum YouTube videosu çok konuşuldu hatta olay oldu. Bilenlerde konuştu, bilmeyenlerde konuştu. Önüne gelen bir şey atıp tuttu. Videoda şu kısım ilgimi çok çekti. İbrahim Tatlıses diyor ki “Sen nereden geldin, kasetlerin önce bentderesinde satıyor sonra Türkiye duyuyor.” Peki tamam tüm çıkan kasetler bentderesinde sattı diyelim. Rahmetli Oğuz Yılmaz sonrasında İbrahim Tatlıses’e ithafen “Sende bentderesinde kaset sattın, orada ki herkes benim dostum arkadaşım. Sen niye bentderesine gittin ne işin vardı dediğinde, sanane” cevabını veriyor. Hemen öncesinde İbrahim Tatlıses diyor ki “Ben bentderesinde kaset satmadım ben pavyonlarda çalıştım, aslanlar gibide pavyonda çalıştığımı söyledim” cevabını veriyor.

Eğer ki Oğuz Yılmaz öncesinde bende pavyonlarda çalıştım, ekmek paramı oradan kazandım deseydi mutlaka İbrahim Tatlıses ona da bir cevap bulup söylerdi. Zeytinyağı gibi üste çıkardı. Çünkü niye pavyon kötü bir yer, kötü algı. Konsomatrisler var, alkol var, sigara var demi. Çünkü Ankara’da bir tek bentderesi var değil mi. Kasetler başka yerde satmıyor.  Umarım demek istediğimi anlamışsınızdır.

Hüseyin Kağıt, Serkan Nişancı, Veli Erdem Karakülah, Ayşe Dinçer, İbrahim Kibaroğlu ve Mustafa Taş

Ankara Gecesi Hakkında Düşüncelerim

Şimdi gelelim gündem olan Ankara Gecesine. Oğuz Yılmaz vefat etmeden 3 – 4 gün önce İbo Show’un 25. bölüm tanıtımı yayınladı. Bu programı izleyenler zaten bilir. Ankara oyun havalarına yeni bir boyut kazandıran Türkiye ve Dünyaya isimlerini duyuran önde gelen sanatçılar vardı. Programa katılan Ankaralı sanatçıların dediğine göre bu programın çekimi yaklaşık 3 – 4 ay önce yapılmış. Doğrudur inanırım. Eğer hepsi yalan söylüyorsa onların vebali günahı boynuna olur.

Şimdi herkesin dilinde şu vardı. Ya işte Oğuz Yılmaz vefat etmiş siz kanala çıkıp oynuyorsunuz. Yasımız var siz saz çalıp milleti eğlendiriyorsunuz. Yas tutmanız gereken yerde televizyona gidip tüm değerinizi ayaklar altına alıyorsunuz. Ankaralı olarak sizi kınıyoruz. Hakkımızı helal etmiyoruz. Bir daha oyun havası dinlemeyeceğiz gibi gibi bir çok saçma sapan şey okudum. Oğuz Yılmaz vefat etmiş siz üç gün sonra programa gidiyorsunuz.


Yahu birincisi bu program 3 – 4 ay önce çekilmiş. İkincisi bunun ertelenmesinde prodüksiyonun İbrahim Tatlıses’in veya Ankaralı sanatçıların elinde olan bir durum değil. Bu programın anlaşmalı olduğu kanal karar veriyor. Tek bir kişinin sözüyle olacak iş değil. Üçüncüsü bu program 3 haftadır yayınlanmıyormuş. Eğer bu haftada yayınlanmasaymış yayından kaldırılacakmış ve mecburen yayınlanması gerekliymiş. Yayın akışı mecbur akmak zorunda. Dördüncüsü ise bu adamlar kötü haberi aldıklarından itibaren hastaneden tutun cenazesine taziye evine kadar hep yanlarındaydı. Onlar üzülmedi mi, onlar yas tutmadı mı sizce.

Şu algınızı bir değiştirin artık. Olaylara bir de geniş açıdan bakın. Biraz mantıklı düşünün de cahil kalmayın. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli. Yarına çıkacağımıza bile garanti yok. Oğuz Yılmaz vefat etmeden şarkılarını kim dinliyordu. Son albümünü hatta son şarkısını bilen var mıydı ? Bana soracak olursanız 5 kişiden 1 kişi bile bilmiyordu. Şarkılarını hiç bir yerde görmüyordum. Kimseler sosyal medyada bile paylaşmıyordu. Yine aynı şey oldu, birisi ölünce kıymeti bilindi. Bu kıymeti ölmeden önce bilmek gerekiyor.

Bu programa çıkan Ankaralı sanatçılarımız aslanlar gibi başı dik bir şekilde bizleri güzelce temsil etti. Program sanki kendilerininmiş gibi hareket ettiler. Playback yapmadan canlı canlı çalıp söyleyip oynadılar. İbrahim Tatlısesi seversiniz veya sevmezsiniz o insanın kendi şahsi fikridir. Ama şundan da eminim ki bunca laf edip atıp tutan insanlar o akşam televizyonu açıp o programı heyecanlı bir şekilde izledi. Angaralı ruhları kabardı çünkü.

Herkes ekmeğinde. Bu insanlar saz çalarak, düğüne nişana giderek, pavyonda çalışarak ekmek parasını kazanıyorlar. Tüm Ankaralı sanatçılar ve müzisyenler virüsten dolayı işlerini yapamıyorlar. Çalıştıkları mekanlar aylardır kapalı, düğün dernek işi zaten yok. Evlerine eşlerinin, çocuklarının karşısına eli boş mu gitsinler. Allah kitap aşkına bunu düşünecek kadar da mı aklınız yok.

Serkan Nişancı

Ekstra bir konuya daha değinmem gerekirse. Zamanında bu programa bir sürü Ankaralı sanatçı çıktı. Kim destekledi. Kim arkasında durdu. Hiç kimse. Örneğin Ankaralı Namık defalarca çıktı. Yine Oğuz Yılmazda olduğu gibi laf soktular, aşağıladılar. Kim biliyor yine hiç kimse. Ama yine ne oldu her zaman olduğu gibi aynı şey oldu, Ankaralı Namık ölünce kıymeti bilindi. Bir diğer içimde kalan konu ise Serkan Nişancı. 2015 yılında O Ses Türkiye’ye çıktı. Kim destekledi. Kim arkasında durdu. Hani seviyordunuz sayıyordunuz. Niye destek olmadınız ağzı boş laf yapan insanlar. Programdan önce şarkısı değiştirildi ama yine aslanlar gibi çıktı söyledi boynunu eğmedi.


Lafı çok uzattım baya uzun bir yazı oldu kusura bakmayın ama şunu da unutmayın ki eden ettiğini bulur. Bu programda da eminim ki Rahmetli Oğuz Yılmaz bu çocuklarla gurur duymuştur. Program canlı olsaydı bile dillerinden Oğuz Yılmazı ve şarkılarını hiç eksik etmezlerdi. Güzel insan Kabrin Nur Mekanın Cennet Olsun. Allah Rahmet Eylesin.

Hatalı cümlelerim, kelimelerim illa ki olmuştur, sürç-i lisan ettiysem affola. Eyvallah.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Selam, ben Yalçın. Hayata 26 Şubat’da Hello World demiş, Aksaray Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Şu anda Getir'de Depo Sorumlusu olarak çalışmaktayım.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

close