- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Yaklaşık 15 yıldır kendi çapımda içerik üreten biriyim. Bazen haber, bazen kişisel paylaşımlar… Blog yazarlığı benim için her zaman bir hobi olmanın ötesinde bir tutku oldu. Bu süreçte ufak da olsa tanınan, bilinen bir noktaya gelmem beni mutlu ediyor. Özellikle geçmişte katıldığım bilişim konferansları, seminerler, tanıştığım insanlar benim için çok kıymetli tecrübelerdi. Bu tanışıklıklardan biri de zamanında ShiftDelete.Net’in kurucusu Hakkı Alkan ile olmuştu.
Aksaray’da düzenlenen bir bilişim seminerinde tanışıp sohbet etme şansım olmuştu. Hatta kendi blogumu kendisine göstermiş, içeriklerimden bahsetmiştim. Bir süre sonra blog yazılarımdan birini kendi sitelerinde paylaşmaları bana büyük bir motivasyon olmuştu. Açıkçası, yıllardır bu sektörde olan biri olarak bu olayı yaşadığımda çok gururlanmıştım.
Hatta bana “istersen bizim sitemizde yazarlık yapabilirsin” teklifini dahi yapmıştı.
Haftanın Blog Siteleri – 4 Kasım 2013
Fakat geçtiğimiz günlerde yaşanan ve tüm internete yayılan Hakkı Alkan – Samet Jankovic olayı beni ciddi anlamda şaşırttı. İnternetin hızı malum; olayın görüntüleri kısa sürede sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Açık konuşmak gerekirse videoyu ilk izlediğimde şok oldum.
Olayın Bendeki Yansıması
Bence bu tür durumlar toplantı ortamında, sakin bir şekilde konuşularak çözülebilecek şeylerdi. Ancak işin geldiği nokta gerçekten çok üzücü. Seslerin yükselmesi, mobing iddiaları, üzerine bir de saksı fırlatılması… Bu sadece kişisel anlamda değil, köklü bir teknoloji sitesinin marka değerini de ciddi şekilde zedeledi.
Videoyu izlerken benim en çok dikkatimi çeken şeylerden biri, orada bulunan hiç kimsenin olaya müdahale etmemesiydi. Sözlü tartışma bir şekilde anlaşılır ama işin içine fiziksel şiddet girince oradaki herkesin sessiz kalması gerçekten düşündürücü. Ya Samet’in gözüne ciddi bir zarar gelseydi? O zaman kim hesap verecekti?
İki Tarafa da Bakışım
Şunu net söylemeliyim: Fiziksel şiddet asla kabul edilemez. Bir yönetici, ne kadar sinirlense de eline geçen bir eşyayı çalışana fırlatamaz. Hakkı Alkan bu noktada kesinlikle haksız.
Ama diğer yandan Samet’in de olay sırasında kullandığı “bana bulaşma” tarzı sözleri bana göre bir çalışanın yöneticisine söylememesi gereken, biraz laubali bir yaklaşım. Evet, ses yükseltilebilir, itiraz edilebilir; ancak üslup yine de önemli. Burada Samet’in sözlü tepkisi tartışılır ama dediğim gibi, işin şiddete dönüşmesi Hakkı Alkan’ı en başta haklı olsa bile tamamen haksız duruma düşürüyor.
Genel Bir Çalışma Hayatı Yorumu
Maalesef ki bu tür baskılar, mobing tarzı davranışlar iş hayatında sadece özel sektörde değil devlet kurumlarında da çok sık rastlanan şeyler. Birçok çalışan ya sessiz kalıyor ya da “idare et” diyerek olayın üzerini örtüyor. Ama günümüz dünyasında bu tür görüntülerin ortaya çıkması hem bilinç oluşturuyor hem de insanların sesini yükseltmesine fırsat veriyor.
Son Söz
Benim bu konudaki kişisel fikrim şu: Samet Jankovic sonuna kadar haklıdır. Umarım açtığı davada da hak ettiği sonucu alır ve kariyerinde daha sağlam adımlar atar. Hakkı Alkan ise bu olaydan sonra bence uzun süre toparlanamayacak bir güven kaybı yaşadı.
Bu yazdıklarım tamamen benim şahsi görüşlerimdir. Kimseyi kötüleme ya da taraf tutma gibi bir niyetim yok. Yalnızca yıllardır içerik üreten birisi olarak sektörde yaşanan bu önemli olay hakkında fikirlerimi paylaşmak istedim.