İçinizi Isıtacak Bir Yazı – Kışlık Mimi

Kış Mimi

3 yıl aradan sonra yepyeni bir mim etkinliğinden herkese merhabalar! Diyeceksiniz ki ooo Yalçın nerede kaldın ya, hiç kişisel yazı yazmasaydın ne gereği vardı dediğinizi duyar gibiyim. Ee malum işler güçler yoğunluk, hayat mücadelesi, ekmek parası kazanma çabaları derken vakit ayırıp sizlere içimi dökemedim -ki zaman geçtikçe çoğu şey değişiyor ve eskisi gibi asla olmuyor.

İnternette dolaşırken bir yazıya denk geldim. Mor Düşler Kitaplığı adlı blog sitede Kış Mimi adı başlıklı bir yazı mim yazısı vardı. Mimin üstünden 2 yıl geçmesine rağmen çok hoşuma gitmişti ve bende hazır kış yaklaşmışken yazmak istedim. Blog sahibi ile tanışmıyoruz ama artık yazı sayesinde tanışma fırsatı yakalarız diye tahmin ediyorum. Sözü daha fazla uzatmadan gelelim benim mimin cevaplarına.

kış mimi - karda yürümek

1. Kışın ne yapmaktan hoşlanırsın?

Belki klişe olacak ama karda yürümeye bayılıyorum. Her adım attığımda “kırt kırt” ses çıkıyor ya, bayılıyorum. Yürürken tabii ki olmazsa olmazım kulaklığım kesinlikle olur. Ortam şahane mis gibi hava, her yer bembeyaz fonda Neşet Ertaş kesinlikle olur.

Evdeysem eğer üstüme kalın sweatshirt, altıma kalın pijama, diz kapağıma kadar çektiğim kalın çorap ve pofuduk terliklerimi giyer üstüme de battaniyeyi çektim mi çayımı alırım pencereden yağan kârı izlerim. “Veya televizyonda sevdiğim bir şey var ise ona bakarım.” Çünkü Aksaray’ın kışı sert kuru ayaz geçtiği için soğuğa karşı kesinlikle önlem almamız gerekiyor. (İçlik şart)


2. Kış sana ne hatırlatıyor?

kış mimi - kardan adam

Kış bana çocukluğumu, güzel günleri saflığı hatırlatıyor. Özellikle sabah okula gideceğimiz zaman annemiz zorla da olsa uyandırdığında o sıcak yataktan mecburen kalkıp bir hışımla pencere kenarına gidip yağan kârı hayranlıkla izlemeyi, okulda topluca kar topu oynamayı ve kardan adam yapmayı hatırlatıyor.

Özellikle de çocukken kâr yağdığında okulların tatil olması. O zamanlar sosyal medya yok tabii, çoğu zaman sabahın köründe hazırlanıp sırtımızda 10 kilo çanta, beslenme ile okula gittiğimizde bekçiden veya müdürden öğreniyorduk okulların tatil olduğunu. Kâr yağışları fazla olduğunda televizyondan alt yazı geçiyorlardı. Sabah ki o gerginliğimizi uykusuzluğumuzu “okullar tatil çocuklar” cümlesi bir anda mutluluğa götürüyordu. Hey gidi günler be.

Bir parantez açarak kötü yanına değinecek olursam, o kuru ayazda yoğun kar yağışında buz gibi -20 -30 derece havalarda dışarıda kalan insanlara her zaman dua ederim. Şükretmek en büyük nimettir. Rabbim herkese başını sokabileceği, karnını doyurabileceği sıcak bir lokma ekmek nasip etsin.


3. Kış denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor?

Çocukluk dönemim ve hemen arkasında da hasta günlerim aklıma geliyor. Bol bol öksürük , bol bol ateşlenme, iğneler ilaçlar 🙁 ! Bir çocuk her kış hasta olur mu? oluyorduk. Sen o karda kışta deli gibi koşturup üstünü başını terletirsen, yetmezmiş gibi çok sıcak oldu diye soğuk su içersen doktorda derki “bi zahmet hasta ol yani” sonra hastane yolu gözüksün. Ben birde kâr yağdığında ağzımı havaya doğru açar ağzıma dakikada kaç tane kar tanesi girecek diye hesap yapardım 🙂


4. Kış mevsiminin en çok sevdiğiniz yanı nedir?

kış mimi - soba üstü portakal kestane

Yine çocukluğuma gideceğim çünkü en güzel zamanlar o zamanlardı.  Tüm aile tek bir odanın içerisinde sobanın karşısında sıcacık bir odada oturmak sevdiğim en güzel şeydi. Soba kadar güzel bir icat yok bence. Düşünsenize ısınıyorsunuz, su kaynatıyorsunuz, çay kahve pişiriyorsunuz, yemek yapıyorsunuz, portakal mandalina kabuğundan oda kokusu yapıyorsunuz, patates kestane pişiriyorsunuz, yeni yıkanmış çamaşırları kurutuyorsunuz ve daha neler neler anlat bitmez.

Ama bence en önemli ve değerlisi günlerden pazar ise yarın okul olacağı için leğenin içinde soba kenarında annemizin bizi yıkaması en çok sevdiğim yanlarından bir tanesiydi diyebilirim. Eminim bir çok kişi o hazzı yaşamıştır. Yıkanırken bir yandan da pazar günlerin vazgeçilmezi Şahane Pazar’a kitlenip heyecanla onu izlerdim.

Bonus olarak dışarıda oynayıp eve geldiğimizde sobanın yanına kıvrılıp mışıl mışıl kedi gibi mayışmak, daha da ötesi olamaz bence.


5. Kışın kullandığınız favori kozmetik ürününüz hangisi?

Sol baş parmağım çatlak ve kırık olduğu için kış sürekli rüzgar vurduğunda sızlıyor. O yüzden thermoflex ısı kremi sürüyorum. Dudaklarım ve ellerimin üstü de çatladığı için Nivea’nın nemlendirici kremlerini sürüyorum. (Kesinlikle reklam değildir, sonra vergi falan çıkar maazallah)


6. Özellikle kışın yapmaktan hoşlandığınız bir şey var mı? Varsa nedir

Özellikle yaptığım bir şey tabii ki var. Saçma gelebilir belki ama karda buzda yürürken bir anda düşen insanların videolarını izlemek. Ben bile kendim düştüğümde kendime gülen bir insanım 🙂 Ekstra olarak bol limonlu nane limon çayını, kuşburnu çayını tercihlerimin ön sırasına koyuyorum.

7. Kış yemeklerinden en çok hangisini tüketirsiniz?

İlla şunu yiyorum dediğim bir yemekler yok. Eve ne alınmışsa, annem ne pişirmiş ise onları tüketiyoruz. Bol yeşillik, bakliyat, balık vb gibi herkesin tükettiği ürünler.


8. Yaz mı? Kış mı?

Sürekli terleyen bir insan olduğum için sonbahar ile kış mevsimini daha çok seviyorum. Yazın güneş, polenler, ağaçlar, burun akıntıları, migren vs vs. Kışın en azından önlem alabiliyoruz.


9. 2022 ye veda ederken ne söylemek istersin?

Allah belanı ve…. demeyi çok isterdim ama bir o kadarda demiş oldum aslında. Neyse tamam tamam bela okumayayım. Sonra maazallah 2023 daha da berbat geçer -ki zaten öyle geçecek orası ayrı bir konu. Ülkemiz ve tüm dünya için çok ama çok zor bir yıl oldu. Hatta yıllardır oluyor da diyebiliriz. Yıl biterken bu zaman kadar yaşadığımız sağlık sorunları, doğal afetler, cinayetler, şehit haberleri vb gibi kötü olayların tez zamanda bitmesini ve sağlıklı huzurlu mutlu sevgi dolu en önemlisi zamsız ucuz indirimli güzellik dolu bir yıl olmasını temenni ediyorum. 2023 umarım bizlere iyi gelirsin.


Uzun zamandır takip edemediğim için kimler yazıyor kimler yazmıyor bilmiyorum. Bu mimi okuyan herkes beğendiyse kendi blogunda yazabilir. Ekstra olarak sevdiğim insanlar olan Berkay ve Berna kardeşlerimi sonrasında büyüklerim olan Ebru, Özge, Yeşim, Yasemin, Fatma ablalarımı ve Çağrı, Tahsin ve Gökhan ve ağabeylerimi mimliyorum. Zahmet edip okuyup eğer hoşuna gittiyse yorum yapmayı unutma lütfen. Şimdiden teşekkürler.

Hatalı cümlelerim, kelimelerim illa ki olmuştur, sürç-i lisan ettiysem affola. Eyvallah.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Selam, ben Yalçın. Hayata 26 Şubat’da Hello World demiş, Aksaray Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Şu anda Getir'de Depo Sorumlusu olarak çalışmaktayım.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

close